İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’ndeki Mecdel Şems beldesine Cumartesi günü düzenlenen roket saldırısında 12 kişi hayatını kaybetti. İsrail saldırıdan Lübnan merkezli Hizbullah’ı sorumlu tuttu. Saldırı, İsrail ile Hizbullah arasında yeni bir savaş çıkabileceğine yönelik kaygıları artırdı.
Hizbullah roket saldırısını düzenlemediğini açıkladı. Ancak İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Pazar günü üst düzey güvenlik yetkililerini toplantıya çağırdı ve Hizbullah’ın ağır bir bedel ödeyeceğini söyledi.
İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, “Hizbullah lideri Hasan Nasrallah saldırının bedelini başıyla ödemeli” dedi. İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise Hizbullah’la topyekun bir savaşa yakın oldukları uyarısında bulundu.
İran’ın desteklediği Hizbullah’ın 150 bin roket ve füzeye sahip olduğu tahmin ediliyor.
Golan Tepeleri’ne düzenlenen saldırıda hayatını kaybedenler, futbol oynayan çocuklar ve gençlerdi.
İsrail ordusu olayı, “Hamas’ın 7 Ekim saldırılarından bu yana İsrailli sivillere yönelik en ölümcül saldırısı” olarak nitelendirdi.
Saldırı gözleri bir kez daha Golan Tepeleri’ne çevirdi.
Suriye’nin güneybatısında görece küçük bir alan olan kayalık Golan Tepeleri, uluslararası politikada yüzölçümünü çok aşan bir öneme sahip.
İsrail, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni, 1967’deki 6 Gün Savaşı olarak da bilinen Arap-İsrail Savaşı’nda işgal etti.
Bölgede yaşayan Suriyeli Arap nüfusun çoğu çatışma sırasında kaçmak zorunda kaldı.
Savaşın sonunda bir ateşkes hattı oluşturuldu ve bölge, işgal gücü olan İsrail ordusunun denetimine geçti.
İsrail çok kısa süre içinde Golan Tepeleri’nde Yahudi yerleşimleri inşasına başladı.
Suriye 1973’teki Yom Kippur Savaşı sırasında Golan Tepeleri’ni geri almaya çalıştı. İsrail güçlerine büyük kayıplar verdirdi ama sonunda çekilmek zorunda kaldı.
İki ülke 1974’de bir ateşkes anlaşması imzaladı. Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı bir gözlem gücü 1974’ten itibaren bölgedeki ateşkes hattına yerleşti.
İsrail, 1981’de bölgeyi ilhak etti.
Uluslararası toplum, İsrail’in işgal ve ilhak kararlarını tanımadı.
Bugün uluslararası platformda İsrail işgali altındaki Suriye toprağı sayılan Golan Tepeleri’nde inşa edilen Yahudi yerleşim birimlerinde on binlerce yerleşimci yaşıyor.
Bölgede ayrıca 20 bin civarında, çoğu Dürzi Suriyeli de yaşıyor.
2019’da dönemin ABD Başkanı Donald Trump, ülkesinin İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki egemenliğini tanıdığını ilan eden deklarasyonu imzaladı.
Trump’ın kararını eleştiren dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “ABD bir kez daha uluslararası hukuku yok saydı” demişti.
Stratejik ve verimli topraklar
Golan Tepeleri’nin en yüksek noktasından Suriye’nin güneyi ve 60 kilometre kadar mesafedeki başkent Şam çok rahat gözlemlenebiliyor.
Geçmişte tepelere egemen olan Suriye, diğer taraftaki İsrail’in kuzey bölgelerini rahatça top ateşine tutuyordu.
Tepelerin ele geçirilmesi İsrail’e Suriye’nin askeri hareketlerini kontrol etmek için mükemmel bir mevzi sağlamış oldu. Ayrıca bu coğrafya Suriye ile yeni bir savaş durumunda ideal bir tampon bölge oluşturuyor.
Bunun da ötesinde su sıkıntısı çekilen bir coğrafyada Golan Tepeleri önemli bir su kaynağı. Golan’da toplanan yağmur suları Ürdün nehrini besliyor. Bölge şu anda İsrail’in su ihtiyacının üçte birini karşılıyor.
Verimli tarım arazilerine sahip Golan Tepeleri’nin volkanik toprakları ise üzüm bağları, meyve bahçeleri ve büyük baş hayvancılık için kullanılıyor.
Golan Tepeleri ayrıca İsrail’in tek kayak tatil merkezine ev sahipliği yapıyor.
Sorun neden çözülemiyor?
Suriye, Golan Tepeleri’nin bir barış anlaşması ile kendisine geri verilmesini talep ediyor.
ABD aracılığıyla 1999-2000 yıllarında yürütülen barış görüşmelerinde dönemin İsrail Başbakanı Ehud Barak, Golan Tepeleri’nin büyük bölümünü Suriye’ye geri vermeyi teklif etmişti.
Suriye ise kısmi bir ödün değil, İsrail’in tamamen 1967’deki 6 Gün Savaşı öncesi sınırlarına çekilmesini istiyor. Bu ise İsrail’in Celile Denizi’nin doğu kıyısının kontrolünü Suriye’ye bırakması demek. Oysa bu İsrail’in, ana içme suyu kaynağını oluşturduğundan riske atamayacağı kadar önemli bir kaynak.
İsrail her koşul altında Celile’nin kontrolünü elinde tutmak istiyor ve sınırın Celile Denizi’nin doğu kıyısından birkaç yüz metre öteden başlamasını istiyor. Bu da Suriye tarafından kabul edilmiyor.
Bir başka önemli anlaşmazlık noktası ise Golan Tepeleri’ne işgal yılları boyunca inşa edilen Yahudi yerleşimleri.
Suriye bu yerleşimlerin yıkılmasını istiyor.
İsrail kamuoyunun eğilimine bakıldığında İsrailllerin Golan Tepeleri’nin geri verilmesine genel olarak karşı olduğu ve bu bölgenin stratejik önemi nedeniyle elde tutulması gereğine inandıklarını gösteriyor.
2003 yılı sonlarında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, İsrail ile barış görüşmelerini yeniden başlatmaya hazır olduğunu söylemişti. İsrail’de de barış karşılığında toprak verilebileceği ilkesi kabul edilmişti. Ancak bir sonuç alınamadı.
İsrail ile Suriye arasında 2008 yılında Türkiye’nin arabuluculuğunda dolaylı bazı görüşmeler yapılmış ancak bu görüşmeler dönemin İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in yolsuzluk soruşturması nedeniyle istifasının ardından kesintiye uğramıştı.
İsrail’in mevcut başbakanı Binyamin Netanyahu ise Golan Tepeleri konusunda daha katı bir tutum izliyor.
Suriye, 2009’da İsrail’de barış görüşmeleri için muhatap bulunmadığını ilan etmişti.
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama ve yönetimi İsrail ile Suriye arasında barış görüşmelerini yeniden başlatmanın en önemli dış politika hedeflerinden biri olduğunu açıklamış ancak Suriye’de 2011’de başlayan iç savaş sonrası bu konuda bir adım atılamamıştı.
Suriye’deki çatışmalar 2013 yılında ateşkes hattına yaklaşacak kadar yayılmış, Şam yönetimi 2018’de işgal altındaki Golan Tepeleri ile sınırını yeniden BM gözlemcilerine açmıştı.
GÜNDEM
11 Ekim 2024SPOR
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024SPOR
11 Ekim 2024SPOR
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024GÜNDEM
11 Ekim 2024